Ne güzeldir kuşlar
kadar özgür olmak. Ya da özgürlüğüne inandığın kuşların yerinde olmayı
arzulamak... Dünyayı öyle yukarıdan izlemek nasıl bir durum ve duygudur acaba,
sormak lazım kuşlara.
Bulutlara yakın, onlara
dost; insanlardan uzak uçmak… İnsanlara böylesi uzak, onlardan kopuk yaşamak…
Nasıldır? Uçsuz bucaksız yerlere uçarken, en kötü insanlardan ve onların türlü
hainliklerinden uzak kalabiliyorlar mı gerçekten? Biz onları bir an uçarken
görüyoruz diye tüm ömürleri kanat çırpmaktan mı ibaret? Değmiyor mu o
kanatlılar yeryüzüne? Belki de tam o anlarda dünyadaki milyonlarca insandan
bazıları onlardan bazılarına zarar vermiyor mu kasıtlı ya da bilinçsizce? Ya da
en zor durumlarında onlara kol kanat germiyor ve sevmiyor mu insanların hiçbiri…
Cidden, çok derin
mevzular bunlar.
Bir terazi olsa elimde,
koysam ikisini de birer kefeye. Hangisi ağır gelir acaba? Bilemem ki. Tüm
dünya… Milyonlarca canlı… Milyonlarca insan… Milyonlarca da kanatlı…
Milyonlarca da kuş… Kimin kime ne zaman yararı, ne zaman zararı dokunur ben
bilemem. Sadece iki gözüm ve bir bedenim var. Bir an içerisinde yalnızca bir
yerde olabilirim. Bunun tam tersi olma imkansızlığıyla birlikte bunun gibi daha
birçoğuyla dolu dünyada bu durumu değerlendirmek benim ne haddime..

Ansızın bir kuş uçar gözümün önünden ve birkaç dize geliverir aklıma Tevfik Fikret’ten: “Kuşlar uçar, ben koşarım. Onların kanatları var, benim kanadım kollarım. Kuşlar kanadını çırpar, ben de kolumu sallarım. Uçun kuşlar, uçun kuşlar, hepinizle yarışım var.”
Ceren YILDIZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen de fikrini söyle: