30 Nisan 2013 Salı

Hissedilenlerden Bir Yansıma



Öncelikle herkese merhabalar ve gülücükler. Verdiğim aradan sonra böyle güzel bir nisan gecesi çıktım karşınıza. :)

Müge Sandıkçıoğlu’nun Diş ile Düş Arasında kitabındaki Ruh Degüstatörleri’ni okudum az önce. Sayfa 25te.

"Nedir bu degüstatörler, teknik bir şey mi pöf" diye okumaya başlarken, başka insanlardaki beni düşünür buldum kendimi.

Öncelikle nedir bu degüstatör diyorsanız; bir google yapın, iki araştırın sonra gelin kaldığınız yere.

Burada sevgili Sandıkçıoğlu ruhumuza dokunanlardan bahsetmiş;  Ruh Degüstatörleri demiş adına da. O bulmuş yani!

Ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız sizi acilen kitaba yönlendiriyorum, yoksa düş dünyanıza, tahminler âleminize salıyorum. Ruhunuza dokunanlar ve sizin ruhlarına dokunduklarınıza bir düşüne durun. 5 dakikaya buluşalım!



Heh, geldiniz mi? Hoş geldiniz tekrardan :))

Ne diyordum, yazıyı okurken çok başka yerlerde, başka insanların yanı başımda buldum kendimi. Kimin bana kendimi nasıl hissettirdiğini düşündüm, kime kendini nasıl hissettirdiğimi tahmin etmeyi denedim. İnsanların birbirleri üzerindeki etkilerini, birbirimiz üzerindeki etkilerimizi düşündüm.

Elde kocaman bir gerçek var ki, ben bu yazıdan çok etkilendim.

Benim ruhumun kokusunu kimler duyabiliyor diye merak ettim, içimden keşke şunlar duyabilse dedim.

İç çektim, başka âlemlere gittiiiiiim, geldiiim.

Sayfa 29da “Çünkü insanın ‘kendini’ arama serüveni, merakı hiç bitmeyecek.” cümlesi aklımızda, devam ediyoruz sayfalarda kaybolmaya.

Diş ile Düş Arasında - Müge Sandıkçıoğlu


30.04.2013

Ceren YILDIZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen de fikrini söyle:

Liste

     Çok yakında yazacağım dedikten sonra kalemi ya elime alamadım ya da iki satır saçmalıklar karaladım bıraktım. Galiba şimdi hazırım. Bir...