22 Eylül 2012 Cumartesi

Mecburen


Kimi zaman büyük beklentiler içinde buluruz kendimizi. Herkesi kendimiz gibi düşünceli, masum ve iyi niyetli sanırız. Hepsinin içinde bir güzellik olduğuna muhakkak inanırız. Çevremizdeki herkesin her dediğine inanır, hiçbir şeyi sorgulamayız. Hele de en sevdiklerimize hiç kıyamayız, kendimize kıymak pahasına da olsa.

            Zaman geçer ve biraz büyürüz. Biraz daha farklı düşünür, insanların bizim gibi olmayanlarıyla tanışıp üzülürüz. Kimi zaman affeder, kimi zaman kendimizi suçlarız ama kötü insanlardan paçamızı hep kurtarırız diye düşünürüz. (Hani her işte bir hayır vardır, Allah muhakkak ki bizi daha kötü bir durumdan koruyordur diyerek.)

Beklentilerimiz de küçülür biz büyüdükçe. (Hâlbuki daha da küçülecektir vakti geldikçe.) Biz hep iyi niyetle dua eder, yaşar gideriz yaşamın kıyısından. Kasti olarak insanlara kötü davranmamaya çalışırız, kötülük yapabilmek için ya çok büyük yaralar almak ya da niyetimizin yoldan çıkması gerektiğine inanırız. Kendimizi bozmayız bu sebepten. Kırılan kalbimizi tekrar tekrar tamir etmeye kalkışır, sonra yine bir hayal kırıklığıyla karşı karşıya kalırız. Yükümüz bir parça daha artar. Büyüdükçe ağır gelir yaşananlar ama ertesi gün biz yine uyanıp hayata dört koldan sarılmaya çalışırız. Problemlerle karşılaşan tek biz değilizdir, hayata devam ederiz kaldığımız yerden... Mecburen. Ve bir kez daha anlarız ki insanlardan büyük beklentilerimiz olmamalı hiçbir zaman.


Ceren YILDIZ

22.09.2012

Liste

     Çok yakında yazacağım dedikten sonra kalemi ya elime alamadım ya da iki satır saçmalıklar karaladım bıraktım. Galiba şimdi hazırım. Bir...