15 Mart 2012 Perşembe

Çocukluğumu Özlüyorum

  Çocukluğumu özlüyorum, en şiddetli anlarında mutsuzluğumun. Buğulu günlerini yaşarken kışın, çocuk olmak istiyorum. Yumurtaları kırmaktan korkarak evde kalamadığım için annem elimden tutup markete götürsün yine beni,  öğretmenimin verdiği soruları en başarılı olmak için sular seller gibi ezberlemeye çalışayım, çizgi filmleri izlerken en içten ve masum kahkahalarımı atayım, en büyük eğlencem kuzenlerimle bir araya gelip oyun oynamak olsun.

  Çocuk olayım yine, sorumsuzca davranayım, hesapsızca seveyim insanları. Onları ve düşüncelerini sorgularken boğulmayayım, tek başıma mücadele etmek zorunda kalmayayım hiç. Annemle ve babamla her gece aynı evden bakayım hayata.

  Çocuk olmayı istiyorum yine, abla oluşumun ilk heyecanını yaşayayım, aileme yeni eklenen bireyle ailemi paylaşmayı göze alayım, onun evimize gelmesini beklerkenki mutluğumu yaşayayım, evimizin onun da evi olmasına kanaat getireyim. En büyük sıkıntım da koleksiyonuma ekleyemediğim bir silgi yahut kalem oluversin.


  Çocuk olayım istiyorum, insanların beni sevip sevmediğini düşünmeden yahut herkesin beni sevdiğini düşünerek koyayım minik başımı yastığıma. En çok da masumiyetimi özlüyorum galiba, onu geri istiyorum. Ölümden bir haber olayım yine, kaybetmenin “k”sini bilmeden atayım adımlarımı bir sonraki ana.

  Tüm özlemimle çocuk olayım istiyorum hala, çocukluğuma döneyim ve orada kalayım. Hiç büyümeden farkında olmadan yaşayayım bir hayat boyu. Çocuk olayım istiyorum ki u/mutlu olayım ki u/mutlu kalabileyim.


  Ceren YILDIZ


4 Mart 2012 Pazar

Karanlıktan Kurtuluş Mücadelesi


  Tik tak, tik tak, tik tak.
  Eski evimin, eskimiş penceresinden bakerken birden gözüm takılmıştı.
  Bir film sahnesini izlermiş gibi hissettim kendimi.

  Sessizce içeri girişine takıldı gözüm, karanlığın içine girmişti sanki. Dolaptan çıkardığı şişe dalgınlığıyla devrilivermişti masanın üzerine. Kollarıyla yüzünü kapayıp tüm hırçınlığıyla ağlamaya başladı. Ağladı. Ağladı. Her biri, öncekinden daha kuvvetli haykırışlardı. Varlığının ve bu acılara dayanışının sebebi olan adam içeri girdi. Elini yavaşça kadının omzuna koydu. Kadın da onun yüzüne dokundu. Konuşmadan anlaştılar. Sessiz konuştular aslında. Atlatabileceklerine inanışlarını birlikteliklerinin sağlayacağına söz vermişlerdi gözleriyle.

  İmrendim bu tabloya, birden huzur doldu içim. Keşke ben de… Ah… O huzurla kapadım gözlerimi, o huzurun verdiği mutlulukla…

Liste

     Çok yakında yazacağım dedikten sonra kalemi ya elime alamadım ya da iki satır saçmalıklar karaladım bıraktım. Galiba şimdi hazırım. Bir...