12 Mayıs 2013 Pazar

Mayısların İkinci Pazarı


Ölümler, doğumlardan çok dâhâ kabullenmesi zor olaylar...
Bugün anneler günü...
Bir yanımız sevinçli, bir yanımız hüzünle perdeli...

“Üzerimde sana geçmiş senelerde alınmış anneler günü hediyesi olan leoparlı hırkan var bu satırları yazarken. Sen yanımızda olsaydın babaanne, yine hediyelerle gelirdi torun torba, çoluk çocuk yanı başına elini öpmeye. Hep aklımızdasın da, böyle özel günlerde yokluğun hepten beliriveriyor yanı başımızda. Güzel günleri yâd edelim diye bak bir resim ekliyorum aşağıya. Seni hep gülerken hatırlayalım diye.


Diyeceksin ki sen geç bunları kızanım, annelerinizin kıymetini bilin yeter. Elimizden geldiğince onu da yapıyoruz babaanne, kendimize göre. Eminim ki oğulların, kızların, gelinlerin, damatların, torunların torbaların bu anneler gününde dualarla anıyorlar seni… Toprağın bol, yattığın yer cennet olsun canım benim…”

Başta benim güzel gözlü canım annem olmak üzere, tüm annelerin önünde saygı ile eğilerek anneler günlerini cânı gönüldeen kutluyorum. Yaşayanlara iyi ki varlar derken, göçüp gitmiş olanlara Allah’tan rahmet diliyorum…
Sevgilerimle.


Ceren YILDIZ

12.06.2013

7 Mayıs 2013 Salı

İyi Geceler Dizeleri



Merhabalar, gecenin sessizliğinden!

Çok kalmadan gideceğim…

İnsanın fikirleri saatler içerisinde bile, değişebiliyor değil mi? Ne çabuk etkilenen, ne kadar ani değişebilen varlıklarız diye düşünüyorum zaman zaman.

Cemal Süreya’nın Üstü Kalsın’ı birkaç gündür elimde. Kâh okuyorum, kâh düşünüyorum; kimi zaman kayboluyorum dizelerin arasında, kimi an kendimi bulup “Hah, işte bu! Tam da beni anlatmış, bana yazılmış!” diyorum.

Gökyüzünü katlayıp bir köşeye koymuştuk
Yıldızlar kaldırımlara dökülmüştü bütün

Hamza şiirinin üçüncü ve dördüncü dizeleriyle umutlar ufkun ötesinde yerini alırken, bir diğer güzel şiir olan Kars’ın son kıtası berraklaştırmaya çalışıyor ufukta yitip gideni.

Nasıl olsa yine bir gün
Döneriz bu yollardan
Senin Elinde bir mendil
Öbüründe kuş sesleri

İşte bu dizelerdi sizinle paylaşayım dediklerim. Bu dizelerle iyi geceler dileyeyim istedim.

İyi, çok iyi geceleeer bu satırlarda gözleri gezinenlere, bin teşekkür ayrıca!!  :)


Cemal Süreya – Üstü Kalsın severek okuyoruz.

08. 05. 13

Ceren YILDIZ

30 Nisan 2013 Salı

Hissedilenlerden Bir Yansıma



Öncelikle herkese merhabalar ve gülücükler. Verdiğim aradan sonra böyle güzel bir nisan gecesi çıktım karşınıza. :)

Müge Sandıkçıoğlu’nun Diş ile Düş Arasında kitabındaki Ruh Degüstatörleri’ni okudum az önce. Sayfa 25te.

"Nedir bu degüstatörler, teknik bir şey mi pöf" diye okumaya başlarken, başka insanlardaki beni düşünür buldum kendimi.

Öncelikle nedir bu degüstatör diyorsanız; bir google yapın, iki araştırın sonra gelin kaldığınız yere.

Burada sevgili Sandıkçıoğlu ruhumuza dokunanlardan bahsetmiş;  Ruh Degüstatörleri demiş adına da. O bulmuş yani!

Ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız sizi acilen kitaba yönlendiriyorum, yoksa düş dünyanıza, tahminler âleminize salıyorum. Ruhunuza dokunanlar ve sizin ruhlarına dokunduklarınıza bir düşüne durun. 5 dakikaya buluşalım!



Heh, geldiniz mi? Hoş geldiniz tekrardan :))

Ne diyordum, yazıyı okurken çok başka yerlerde, başka insanların yanı başımda buldum kendimi. Kimin bana kendimi nasıl hissettirdiğini düşündüm, kime kendini nasıl hissettirdiğimi tahmin etmeyi denedim. İnsanların birbirleri üzerindeki etkilerini, birbirimiz üzerindeki etkilerimizi düşündüm.

Elde kocaman bir gerçek var ki, ben bu yazıdan çok etkilendim.

Benim ruhumun kokusunu kimler duyabiliyor diye merak ettim, içimden keşke şunlar duyabilse dedim.

İç çektim, başka âlemlere gittiiiiiim, geldiiim.

Sayfa 29da “Çünkü insanın ‘kendini’ arama serüveni, merakı hiç bitmeyecek.” cümlesi aklımızda, devam ediyoruz sayfalarda kaybolmaya.

Diş ile Düş Arasında - Müge Sandıkçıoğlu


30.04.2013

Ceren YILDIZ

18 Mart 2013 Pazartesi

18 Mart 2013

 Hayat hep bir geç kalışlar silsilesi ya da affedişler, pişmanlıklar, keşkeler mi?

 Düşünsene ne kattı bunlar hayatına? De ki, diyelim ki değer verenler zaten yanımızda; diğerleri olmasınlar lütfen. Rol yapmasınlar, boşluk doldurmaya çalışmasınlar.

 Her nefes bir umut barındırıyor. Yaşadığımız her an umut var!


"Her gün oynanan bir tiyatro oyununun perdesi yavaşça açılıyor. Sahnedesin. Tek başınasın. Başroldesin. Günaydın." -Aşk Mutfağından Yalnızlık Tarifleri - Yekta KOPAN (sf 44)


18.03.13

Ceren YILDIZ

8 Şubat 2013 Cuma

Biraz Kendime, Biraz Hayata, Biraz Kedere


 Gülmek için yaratılmış şarkısını pek sever, severek de dinler oldum bu aralar. Mesaj mı? Mesajım yok kimseye!

 Ben sitemim biraz kendime, biraz hayata, biraz kedere... Niye böyle çok severim diye...

 Sevginin gerçekliğini sonuna kadar kabul etmiş biri olarak, yüreğimizde bu güzelliği taşıyan nice insan adına konuşuyorum; gözlerimizde yaş olması çok acı. Böylesi güzel duyguları bastırmak, gösterememek, gizlemek ya da tek taraflı yaşamak... Hayatın gerçekleri ne kadar acı ve kabul etmesi zor oluyor kimi  zaman.

 O zaman hep birlikte rahmetli Ferdi Özbeğen'den bir kez daha dinleyelim... Gülmek için yaratılmışşşş, gözlerde yaşlar niyeeee...




 08.02.13

Ceren YILDIZ


14 Ocak 2013 Pazartesi

İmza: Kızın


Öndelikle herkese sımsıcak bir gülümseme eşliğinde "Merhaba" diyorum, burda olduğunuz için teşekkür ediyorum ve başlıyorum. :)

 Bir twit atayım dedim İmza : Kızın kitabı ile ilgili, baktım 140 karaktere sığmayacak hissiyatım, üşenme hemen bloğa yaz Ceren dedim. İyi ettim, herkes görsün istedim. J


Hepimizin bildiği üzre her kız için baba ayrı bir anlam taşır, çocuğu büyürken yanında olamasa da, annesiyle ayrı yaşasa da, mutlu bir yuvada aile olarak yaşasalar da, katil de olsa, içki de içse, sevgisini gösteremese de, sevgisini en güzel şekilde gösterse de, yani ne olursa olsun onlar babadır. Varlıklarını nasıl özel bir duyguyla en güzel şekilde ifade edebiliyor isek, yoklukları ya da aslında var olarak yok oluşları da bizim için o kadar buruktur.

İmza: Kızın’da 100 küsür insan, 100 küsür babasının kızı, 100 küsür kız çocuğunun kalbi babasına bir şeyler yazmış, yazmakla da kalmamış bu güzel proje vasıtasıyla bizlerle paylaşmış.

Gözlerim kimi mektupta doldu taştı, kiminde yüreğime taş oturdu, kiminde “Aaa aynı benim babam” dedim ya da babasını babama benzettiğim kız çocukları oldu. Çok severek okudum, hatta inanmazsınız belki ama kitaba sarılıp ağladığım bile oldu, beni tanıyanlar bilir fazlasıyla sulugözümdür. (Kitabı okumaya başladığımda ailemi, babamı 1,5 aydır görmüyor olmamın, istediğimde ona sarılamayışımın etkisi de büyük oldu tabi. Bu yüzden ara verdim, eve gelince kaldığım yerden devam ettim.)

Ee, daha ne diyeyim? Siz daha okumadıysanız, alın okuyun pişman olmazsınız derim. Yitik Ülke Yayınlarına bizi böyle bir kitapla buluşturduğu için naçizane teşekkürlerimi sunarım, hazırlayan üç kız çocuğunun kalbine sevgilerimi yollarım.


14.01.13
Ceren YILDIZ

Liste

     Çok yakında yazacağım dedikten sonra kalemi ya elime alamadım ya da iki satır saçmalıklar karaladım bıraktım. Galiba şimdi hazırım. Bir...